yalpak ne demek?
- Sokulgan, cana yakın.
- Yüze gülücü, dalkavuk.
- Sarp yer, uçurum.
- Companionable.
yalpaklık
- Yalpak olma durumu.
- Bk. yalpaklık
- Dikdörtgen ya da kare kesitli yapı kerestesinde, kenarların uzunluğuna pahlı olması hali.
- Friendliness.
yalpa
- Rüzgâr veya dalgaların etkisiyle geminin bir sancağa, bir iskeleye yatıp kalkması.
- İki yana sallanarak, eğilerek yürüme
- Ses sinyali sürdüğü sürece sesin frekansını belli aralıklarla bir değiştirip bir eski h
- Ekseni çevresinde dönmekte olan nesnenin, eksen doğrultusunu pek değiştirmeden ancak küçük bir açıda yaptığı tarama.
- Schlingern.
- Rolling or lurching of a ship.
- Roll.
- Precession.
- Précession