yıldırma ne demek?
- Yıldırmak işi
- Determent.
- Deterrence.
yıldırmak
- Gözdağı vermek
- Browbeat.
- Daunt.
- Discourage.
- Dismay.
- Terrorize.
- To daunt.
- To discourage.
- To intimidate.
- To cow.
yıldırmacılık
- Toplu ya da kişisel adam öldürmeler, yangın çıkarmalar, yapıları bombalama gibi eylemlerle toplumda korku ve güvensizlik yaratma amacını güden siyasal savaşın yöntemi, tedhişçilik, terörizm.
yıldırmak
- Gözdağı vermek
- Browbeat.
- Daunt.
- Discourage.
- Dismay.
- Terrorize.
- To daunt.
- To discourage.
- To intimidate.
- To cow.