yıl on iki ay ne demek?
- Sürekli olarak, sürekli bir biçimde.
yıl
- Yer yuvarlağının, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman.
- Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
- Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre
- Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım süresi.
- Güneş'in ilkbahar noktasından art arda iki geçişi arasında kalan zaman süresi ; Yer'in Güneş çevresinde bir kez dolanması için geçen zaman.
- Year sene.
- Year.
- Année
yıl başına
- Per year.
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
iki
- Birden sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı.
- Birden bir artık
- Breath Iki refers more to the physical act of respiration, while kokyu signifies the deeper cosmological aspects of breathing.
- Breath The physical act of respiration Also will power.
- Dual.
- Dyad.
- Twain.
- Couple.
- Brace.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yılyıl başınayıl boyu poliöstrikyıl boyuncayıl çıbanıyıl dönümüyıl halkasıyıl ortasıyıl ortası sınavıyıl ortasındakiyıbaryıdız omurlularyığyığayığanonon a charge of murderon a daily basison a full stomachon a givenon a given dayon a knife edgeon a large scaleon a lineon a major scaleoo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak