yığıntı ne demek?
- Bir araya yığılmış şeyler kümesi.
- Dizgenin yalnızca başlangıç ve son durumlarına bağlı olan, iç ısıya özdeş ısıl nicelik.
- Dizgenin yalnızca başlangıç ve son durumlarına bağlı olan, iç ısıya özdeş ısıl nicelik.
- Enthalpy.
- Wärmeinhalt
- Enthalpie
yığıntılık
- Yak yüklüğü. (Saçıkara *İslahiye -Gaziantep)
yığın
- Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe
- Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle.
- Toplumsal ruhbilim kavramı olarak: 1- Kendi içinde ayrımlaşmamış, ya gelip geçici duygulanımlarla (aynı türden itki, duygu ve heyecanlar yoluyle), ya da bir dış gücün etkisiyle bir bütün oluşturan insan kalabalığı. 2- Yalnızca dıştan bir örgütlenme ile bir araya gelmiş, kişiliklerinden sıyrılmış insanlar topluluğu.
- Genellikle evrelerin sınır yüzeylerinden uzakta olan bölgelerini nitelemek için kullanılan, görece geniş oyluma dağılmış özdek kümesi.
- Accumulation.
- Congeries.
- Agglomerate.
- Tons.
- Agglomeration.
- Aggregation.