yığışık ne demek?
- Üst üste birikmiş.
üst
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- Giyecek, giysi.
- Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk.
- Vücut, beden.
- Artan, geriye kalan bölüm
- İlgilenilen, üzerinde durulan konu.
- Bir niceliğin sağüst köşesine, kaçıncı kuvvete yükseltileceğini göstermek için yazılan sayı.
- Exponent.
yığışım
- Kümelenmiş
- Bkz. aglomerat
- Molozların çimento durumuna dönüşmesiyle oluşan kütle, konglomera.
- Bkz. çakılkayaç.
- Aggregate.
- Aggregation.
yığışım hali
- Özdeğin bir yere birikmiş doğabilimsel hali : Katı, sıvı ya da gaz halleri.
- Özdeğin bir yere birikmiş doğabilimsel hali : Katı, sıvı ya da gaz halleri.
- State of aggregation.
- Aggregatzustand
- États d'aggregation de la matière