wrongdoing ne demek?
- Haksızlık
- Kabahat, günah
- Günah işleme
- Görevi suistimal
- Kanuna aykırı uygulama
haksızlık
- Haksız olma durumu.
- Hak ve adalete aykırılık
- Wrongness.
- Injustice.
- Wrong.
- Inequity.
- Iniquity.
- Invidiousness.
- Tort.
- Unjustness.
wrongdoer
- Zalim veya günahkar kimse
- Suç işleyen kimse
- Haksızlık yapan kimse
- Günahkar
wrong
- Fena surette
- Yanlış
- Haksız
- Ters
- Uygunsuz
- Usule uygun olmayan
- Bozuk
- Makbul olmayan
- İstenilmeyen
- Ahlaksız