vuruş ne demek?
- Vurma işi veya biçimi
Bazen kalbinin hafif ve sık çarpıntıları arasında ansızın tokmak gibi vuruşlar var.
P. Safa - Bir ölçüyü oluşturan eşit sürelerden her biri.
- Bir kuvvetin etkileme süresi ile şiddetinin çarpımından çıkarılan nicelik.
- Çarpışan ilki nesneden birinin ya da ikisinin birden hızlarını değiştiren etkileşim.
- Bir oyuncunun topu ayağı ya da kafası ile herhangi bir arkadaşına, kaleye ya da alan dışına göndermesi.
- Crack.
- Battery.
- Batting.
- Beat.
- Beating.
- Chop.
- Crusher.
- Hack.
- Impact.
- Knock.
- Plug.
- Scoop.
- Shoot.
- Shot.
- Sock.
- Strike.
- Stroke.
- Swat.
- Thwack.
- Whack.
- Wipe.
- Dash.
- Shock.
- Blow.
- Fight.
- Lash.
- Pounding.
- Way of hitting or striking.
- Impetus.
- Impulse.
- Percussion.
- Pulsation.
- Bump.
- Kick.
- Pound.
- Throb.
- Aufprall
- Impact
vuruş basıncı
- Devinen bir akışkanın, akış doğrultusuna dik bir yüzeye uyguladığı basınç.
- Devinen bir akışkanın, akış doğrultusuna dik bir yüzeye uyguladığı basınç.
- Impact pressure.
- Aufpralldruck
- Pression d'impact
vuruş kırış
- Karmakarış, darmadağın olma durumu