vefat ne demek?
- Ölüm
Merkez, kadının dosyasına vefat kaydını geçirdi.
R. H. KarayDört sene evvel kaybettiği karısı Emine Hanım'ın vefatıyla bütün sevgisini, ümidini, hazzını, şefkatini oğluna vermişti.
A. H. Çelebi - Ölüm.
- Death.
- Exitus.
- Deaths.
- Decease.
- Demise.
- Dath.
- Passing.
ölüm
- Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, ahiret yolculuğu, emrihak, irtihal, memat, mevt, vefat
- Ölme biçimi.
- İdam cezası.
- Ölmesi istenen canlı için kullanılan bir söz.
- Sona erme, yok olma, ortadan kalkma.
- Çok büyük sıkıntı, üzüntü
- Canlılarda yeniden başlamamak üzere bütün hayatî olayların son bulması. Mortalité.
- Bir canlının beyin, solunum ve dolaşım faaliyetlerinin dönüşümsüz olarak durması, tüm organ ve dokularındaki hücrelerin fiziksel ve kimyasal etkinliğini kaybetmesi nedeniyle yaşamın sona ermesi, eksitus, mors.
- Canlılarda bütün hayati olayların son bulması.
- Death, exitus.
vefat etmek
- Ölmek.
- To die.
- To pass away.
- Depart.
- To meet one's destiny.
vefat ilmühaberi
- Ölüm kâğıdı.
- Certificate of dead.
- Certificate of death.