uzamak ne demek?
- Uzun duruma gelmek, boyu büyümek
Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı.
A. Haşim - Çok zaman tutmak, uzun sürmek
Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet değil!
S. F. Abasıyanık Stretch.
Grow longer.
Lengthen.
Extend.
Hold over.
Augment.
Continue.
Draw out.
Elongate.
Linger.
Pull out.
Scat.
Overrun.
To get longer.
To lengthen.
To get taller.
To extend.
To stretch.
To drag on.
To be prolonged.
To draw out.
To grow longer.
Langthen.
Sweep.
uzama
- Uzamak durumu
- Isıtma ya da çekme ile bir cismin boyca büyümesi.
- Isıtma ya da çekme ile bir cismin boyca büyümesi.
- 50 S ribozamal alt birimindeki P noktasına tutunmuş olan peptit zincirinin uzaması, elongasyon.
- Bir gücün etkisi altında numunenin uzunluğunun artması özelliği.
Stretch.
Protraction.
Extension.
Strain.
Elongation.
uzama esnekliği
- Bir telin ya da çubuğun gerici kuvvet etkisinde ve kuwetle oranlı olarak uzaması ve kuvvet etkisi kalkınca eski uzunluğunu bulması süreci.
- Bir telin ya da çubuğun gerici kuvvet etkisinde ve kuwetle oranlı olarak uzaması ve kuvvet etkisi kalkınca eski uzunluğunu bulması süreci.
Elasticity of extension.
Zugelastizität
Élasticité de traction