uzadıkça uzamak ne demek?
- Drag on.
drag
- (ged, ging) sürüklemek, sürümek, çekmek
- Taramak, tesviye etmek (toprak)
- Suyun dibini çengel veya ağ ile taramak, yoklamak
- Taş yontmak
- Sürüklenmek, sürünmek
- Geride kalmak
- Sürükleme
- Sürüklenen şey ağır hareket
- Tarla tırmığı
- Suyun dibini taramaya mahsus çengel veya ağ takımı
uzadevim
- (Ruhbilim ötesi) Herhangi birfizik gücün uygulanması söz konusu olmadan nesnelerin devime geçmesi.
- Telekinesis telekinezi.
uzaduyum
- Birisinin kafasından geçirdiklerini ya da uzakta geçen bir olayı, duygusal hiç bir bağlantı olmadan algılama yeteneği.
- Telepathy.
uzamak
- Uzun duruma gelmek, boyu büyümek
- Çok zaman tutmak, uzun sürmek
- Stretch.
- Grow longer.
- Lengthen.
- Extend.
- Hold over.
- Augment.
- Continue.
- Draw out.