uykusuz ne demek?
- Uyumamış veya uykusunu alamamış.
- Uyumadan, uykusunu almadan
Dün geceyi uykusuz geçirdiği odaya dönmek fikri onu âdeta ürkütüyordu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Sleepless.
- Unsleeping.
- Insomniac.
- Wakeful.
uykusuz bir gece geçirmek
- Spend a wakeful night.
uykusuz kalmak
- Uyuyamamak.
- Uyuyamamak: Benim de mi düşüncelerim olacaktı / Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım? -O. V. Kanık.