uygunluk ne demek?
- Uygun olma durumu, yakışık, mutabakat, mukarenet.
- Bir elçinin bir ülkeye atanmasından önce o ülkeden istenen uygun görme yazısı, agreman.
- Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile ismin, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi. Öğrenciler ödevlerini yapmışlar gibi.
- (Derleme.. uyumlama) Özne ile yüklemin veya bazı dillerde olduğu gibi sıfat ile adın, cins ve sayı bakımından birbirine uyması: Öğretmen geldi; Öğrenciler ödevlerini yapmışlar; Çocuklar oyuncaklarını paylaşamadılar; Kuşlar uçuyorlar (veya uçuşuyorlar) vb.
- Concord agreement.
- Congruity.
- Suitability.
- Convenience.
- Accordance.
- Conformity.
- Concord.
- Relevance.
- Handiness.
- Acceptability.
- Adaptation.
- Adequacy.
- Advisability.
- Appositeness.
- Aptitude.
- Coherence.
- Coherency.
- Comeliness.
- Compatibility.
- Conformation.
- Congeniality.
- Congru.
- Accord.
- Coincidence.
- Correspondence.
- Expediency.
- Fitness.
- Harmony.
- Propriety.
- Appropriateness.
- Agreeableness.
- Favourableness.
- Concordance.
- Conformance.
- Congruence.
- Consonance.
- Correctitude.
- Eligibility.
- Felicity.
- Orthodoxy.
- Pertinency.
- Proportion.
- Accord
uygunluk ayrım bileşik yaklaşımı
- "Belli bir olgunun belirdiği iki ya da daha çok durumda tek bir ortak koşul varken aynı olgunun belirdiği iki ya da daha çok durumda sözü geçen koşulun ortadan kalkmasıyla birlikte ortak bir yan kalmıyorsa, iki durumlar kümesini birbirinden ayıran koşul söz konusu olgunun nedenidir" diyen varsayım gerçekleme yaklaşımı. bkz. gerçekleme yaklaşımları.
- Joint method of agreement and difference.
uygunluk çevirisi
- Convenience translation