utanmış ne demek?
- Ashamed, shamefaced, abashed.
utanma
- Utanmak durumu, teeddüp
- Utanma duygusu.
- Duygusu.
- Bir yetersizlik ya da davranıştaki uygunsuzluğun bilincine varınca duyulan coşku.
- Shame.
- Being ashamed.
- Embarrassment.
- Blush.
- Confusion.
- Compunction.
utanma duygusu
- İnsanın ruh dünyasında oluşan utanç duygusu.
- Sense of shame.