ultraviyole ışınları lambası ne demek?
- Sun lamp.
sun
- Yapma, yapış.
- İş, yapıt.
- Gün, etki.
- Sunmak eyleminin buyruk biçimi.
- Yumuşak huylu kimse.
- Yapmak.
- (C.: Seane) Yarısı kesilmiş kırba. (Osmanlıca'da yazılışı: su'n)
- (-ned, -ning) güneş
- Güneş ışığı
- Güneşli yer
ultraviyole
- Mor ötesi.
- Morötesi
- Bk. morötesi ışınımı
- Elektromanyetik spektrumun, dalga boyu 180-480 nm arasında olan bölgesi.
- Mor ötesi ışın.
- Mor ötesi radyasyonu.
- Ultraviolet.
- [ültraviyole] adj. ultraviolet.
- Ulraviolet.
- Ultraviolet
ultraviyole ışık
- Ultraviolet light.
ışın
- Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti, şua.
- Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri.
- Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri.
- Isı ya da ışık erkesinin yayılma doğrultusunu gösteren çizgi.
- Bir çemberin ya da bir yuvarın özeğinden dışa doğru uzanan çizgilerden her biri.
- Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti.
- Bk. dizi
- Ray.
- Gleam.
- Beam.
lamba
- Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet
- Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış veya içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik veya çelikten ampul.
- Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti.
- Bk. boru
- Bk. ışıtaç
- Işık üretmek için yapılmış yapay kaynak.
- Bk. lamba
- Kapı, pencere ya da kapak kenarlarına açılan, genellikle dikaçılı girinti.
- Lamp.
- Bulb.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
ultraviyoleultraviyole ışıkultraviyole lambasıultraviyole radyasyonultraviyole radyasyonuultraviyole spektroskopisiultraviyolegörünür bölgeultraviyolegörünür bölge dedektörultravioleultravioletultraviolet lightultraviolet microscopeultraviolet radiationışınları kırmakışınların kırılarak yayılmasıışınların tahlili bahsiışınla bozundurmaışınla tedaviışınlamaışınlamakışınlandırma