uçuk açınık ne demek?
- Bkz. Sağlam açınık.
uçuk
- Uçmuş, soluk
- Açık (renk)
- Hafif, belirsiz
- Deli dolu.
- Ateşli hastalıklar, ruhsal bunalımlar veya korku sonucu genellikle dudakta beliren kabarcık.
- Sıcaklığını değiştirmeksizin, yalnızca basıncını artırarak sıvılaştırabilen bir uçunun durumu.uçuk, dönüşül sıcaklık altında bulunan bir tür uçundur.
- Sıcaklığını değiştirmeksizin, yalnızca basıncını artırarak sıvılaştırabilen bir uçunun durumu.uçuk, dönüşül sıcaklık altında bulunan bir tür uçundur.
- Bir sıtma belirtisi olarak da ortaya çıkabilen, sulu, küçük deri kabarcığı.
- 1. uçmuş, soluk renk. 2. çökmüş yer, toprak. 3. iyi. 4. sivri dağ tepesi.
- Uçmuş, soluk renk.
uçuk basıncı
- Belli sıcaklıkta, sıvı ya da kafasıyla dengede bulunan uçuğun gösterdiği basınç.
- Belli sıcaklıkta, sıvı ya da kafasıyla dengede bulunan uçuğun gösterdiği basınç.
- Vapor pressure.
- Dampfdruck
- Pression de vapeur
açınık
- Kapantı veya fazla daraltı yapmaksızın dudakların ve ağız içinde dilin aldığı çeşitli durumlarda açık ağızla soluğun dışarıya verilmesinden meydana gelen seslere denir.açınıklar sürelerine göre UZUN (Longue) ve KISA (Brève), dil ile damak arasındaki yolun genişliğine göre GENİŞ (Large: a, e, o, ö) ve DAR (Etroite: ı, i, u, ü), dudakların düz veya yuvarlak bir şekil aldıklarına göre DÜZ (Non - arrondi: a, e, ı, i,) ve YUVARLAK (Arrondie: o, ö, u, ü), ağzın arkasından veya biraz daha önden çıktıklarına göre de KALIN, ART veya ARTDAMAKSIL (Postérieure ou Vélaire: a, ı, o, u) ve İNCE, ÖN veya DAMAKSIL (Antérieure ou Palatale: e, i, ö, ü) diye ayrılır. Bundan başka acıraklar bazı dillerde YÜKSEK (Haute), ORTA (Moyenne), ALÇAK (Basse), AÇIK (Ouverte), KAPALI (Fermée), GERGİN (Tendue), SALKIN (Re-laehée), DÜZGÜLÜ (Normale), DÜZGÜSÜZ (Anormale), KESKİN (Aigue), AĞIR (Grave), DURU (Claire), PARLAK (Eclatante), KOYU (Sombre) ve DONUK (Terne) diye ele alınır.
- Voyelle
Türetilmiş Kelimeler (bis)
uçukuçuk basıncıuçuk benizliuçuk gibiuçuk işlergesiuçuk kaçıkuçuk pembeuçuk virüsüuçuk yoğunluğuuçuklamauçu ortası belli olmamakuçucuuçucu anestezikleruçucu bazik azotuçucu bellekaçınıkaçınık göreviaçınık gövdeli isim çekimiaçınık kaynaşmasıaçınık öğesiaçınık sesaçınık yayılışıaçınıkla girşimaçınıklar uyumuaçınıklararası abanıkaçınığımsı abanıkaçınaçın gözü ekmek teknesinde oluraçın imanı olmazaçın karnı doyar, gözü doymazaçın koynunda