uçar gibi gitmek ne demek?
Spank along.
spank
- Kıçına şaplak atmak, dövmek
- Çabuk gitmek, hızla gitmek
- Şaplak (bilhassa kısa).
- Şaplak atmak, kıçına şaplak atmak
uçar
- Uçan, uçucu.
- uçan, uçucu
Flying.
uçar balık
- Kemikli balıklar (Teleostei) takımının, kırlangıç balığıgiller (Triglidae) familyasından, 30-50 cm kadar uzunlukta, kırmızı ya da siyah renkli, göğüs yüzgeçleri çok büyük olan, Akdeniz ve bütün sıcak denizlerde yaşayan bir tür.
Flying fish.
Poisson volant
Cephalacanthus volitans
gibi
- ...-e benzer
- O anda, tam o sırada, hemen arkasından.
- İmişçesine, benzer biçimde
- ...-e yakışır biçimde.
Like.
Kind of.
Something like.
Fashion.
Such as.
Wise.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
Take one's way.
Go away.