toplama ne demek?
- Kalın bazlamaya benzer bir çeşit tandır ekmeği.
- Değişik parçaların bir araya getirilmesiyle oluşmuş.
- Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulma işlemi, cem.
- Toplamak işi
- Olay yerinden bulunan, suçun aydınlatılmasında kullanılacak bulgu veya delillerin uygun yöntemler kullanılarak bulunduğu yerden alınması işlemi.
Addition.
Summation.
Collecting.
Collection.
Rallying.
Agglomerate.
Agglomeration.
Aggregation.
Casting-up.
Catchment.
Concentration.
Congregation.
Convention.
Cull.
Gathering.
Gleanings.
Grouping.
Picking.
Roundup.
Accumulation.
Adding.
Gathering together.
Raising.
Infiltration.
Storage.
Levy.
Reaping.
Harvest.
Harvesting.
Pick-up.
Sum.
Assemblage.
Folding.
Cumulative.
Redemption.
Round-up.
Turnout.
Impounding.
Compi.
toplama balıkçılık
- Aletsiz balıkçılık.
Fishing by gathering.
toplama bölgesi
- Bir selin ya da kol akarsuyun en üst bölümünde, yağmur sularının toplandığı, üç yanından kapalı huni biçimli çukurluk, bkz. akıntı yolu, birikinti yelpazesi.
Bassin of reception.
Bassin de réception