topal etmek veya olmak ne demek?
- Lame
lame
- Dokusunda çoğunlukla gümüş ve altın renginde tel bulunan kumaş veya metal parlaklığı verilmiş deri.
- Böyle bir kumaş veya deriden yapılmış olan
- 1795-1870. GabrielleLame , Fransız matematikçisi. Esas çalışma alanları matematiksel fizik, elastisite teorisi, özel fonksiyonlar teorisidir.
- To make lame.
- Fabric interwoven with threads of metal; 'she wore a gold lame dress' disabled in the feet or legs.
- Someone who doesn't understand what is going on.
- Fabric interwoven with threads of metal; 'she wore a gold lame dress'.
- Deprive of the use of a limb, especially a leg; 'The accident has crippled her for life'.
- Pathetically lacking in force or effectiveness; 'a feeble excuse'; 'a lame argument'.
- Disabled in the feet or legs.
topal
- Bacağındaki sakatlık sebebiyle seker gibi veya iki adımda bir, bir yana eğilerek yürüyen (insan veya hayvan)
- Ayaklarından biri kısa olan (nesne).
- Lamed.
- Lame.
- Crippled.
- Game.
- Cripple.
- Lame duck.
topal eşekle kervana katılmak
- Yetkisi ve yeteneği olmadığı halde önemli bir işe katılmaya yeltenmek.
- Tkz. yetkisi ve yeteneği olmadığı hâlde önemli bir işe katılmaya yeltenmek.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
veya
- Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, ya da, yahut
- Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olursa kullanılan bir söz.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
topaltopal eşekle kervana katılmaktopal etmektopalaktopalantopalıtopaljitopalla gezen, aksamak öğrenirtopallamatopallamaktopatopa bağlamatopa geri vurmatopa hafif vurmatopa havada vurmaetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme