to place under confinement ne demek?
- Hapsetmek
hapsetmek
- Bir suçluyu hapishaneye koymak.
- Bir yere kapatıp salıvermemek.
- Engellemek, sınırlamak.
- Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak.
Imprison.
Incarcerate.
Confine.
Shut up.
Shut in.
Detain.
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
to a call
- çağrıyı yanıtlamak
place
- Yatırım yapmak; yatırmak (para); vermek (sipariş)
- Kim olduğunu çıkarmak, tanımak
- Görevlendirmek
- Yer, konum, mevki
- Yerleştirmek, koymak; yerini belirlemek; oturtmak
- Ev, işyeri, dükkan
- Küçük sokak veya meydan
- Semt, şehir, kasaba
- Mahal, mekân, mevzi
- Koymak, bir yere koymak, yerleştirmek
under
- Alt, az, normalin altında
- Altına, altında
- -dan aşağı, -dan eksik
- Aşağısına, aşağısında
- Himayesinde
- Hükmünde, emrinde, kumandası altında
- Yetkisinde
- Arasına, altına
- Aşağıda, aşağı mevki veya halde
- Daha az
Türetilmiş Kelimeler (bis)
toto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijenplaceplace a betplace an orderplace attributeplace basamakplace betplace cardplace contradiction connectiveplace filled with ruinsplace for military serviceplacabilityplacableplacardplacard toplacate