to inconvenience ne demek?
- Rahatsız etmek
rahatsız
- Rahat olmayan, tedirgin, huzursuz
- Rahat kullanılmayan, sıkıntı, tedirginlik veren.
- Hasta, keyifsiz
Uncomfortable.
Disturbed.
Uneasy.
Troubled.
Comfortless.
Unrestful.
Worrisome.
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
to a call
- çağrıyı yanıtlamak
inconvenience
- Zahmet vermek
- Sıkıntı vermek
- Zahmet, rahatsızlık, güçlük
- Uygunsuzluk, münasebetsizlik
- Rahatsız etmek