think a lot of oneself ne demek?

  1. Kendini bir şŸey sanmak

think

  1. Düşünmek
  2. Sanmak, zannetmek
  3. Planlamak
  4. Aklından geçirmek
  5. Tasavvur etmek
  6. Saymak, anmak

think about

  1. -i düşŸünmek, -i aklına getirmek: Do you ever think about me? Beni hiç düşŸünüyor musun? -i uzun uzun düşŸünmek, -i iyice düşŸünmek. aklına gelmek; (bir şŸey yapmayı) düşŸünmek, tasarlamak: We thought about doing that. Onu yapmayı düşŸündük.. hakkında düşŸünmek: What does Gani think about it? Gani onun hakkında ne düşŸünüyor?"

a

  1. Ülke, kurum ve yatırım araçlarının yüksek güvenilirlik aralığını gösteren ve derecelendirme kuruluşu tarafından verilen not. A'nın sayıları arttıkça güvenilirlik derecesi yükselir; işaret değişiklikleri her bir konum için olumlu veya olumsuz gelişmelere işaret eder (AA, AAA, A+, AA- vb).
  2. Yunanca yokluk ifade eden ön ek.
  3. Amper.
  4. Anot.
  5. Angström.
  6. Argon simgesi. (II)
  7. Kazanılmış bağışıklık yetmezlik sendromu.
  8. Bk. adres çözünümü iletişim kuralı
  9. (en)AIDS.
  10. (en)Association of Research-based Pharmaceutical Companies.

lot

  1. Tutam (II).
  2. Borsada alınıp satılabilecek enaz miktarı tanımlamada kullanılan birim. Bu birim, İstanbul Menkul Değer Borsasında
  3. 000 adet hisse senedinden oluşur.
  4. Bir mal grubunun açık artırmada tek bir mal olarak teklif edilmesi.
  5. (en)To allot; to sort; to portion.
  6. (en)Parcel of land having fixed boundaries; 'he bought a lot on the lake' nephew of Abraham; God destroyed Sodom and Gomorrah but chose to spare Lot and his family who were told to flee without looking back at the destruction divide into lots, as of land, for example.
  7. (en)Large number or amount or extent; 'a batch of letters'; 'a deal of trouble'; 'a lot of money'; 'he made a mint on the stock market'; 'it must have cost plenty'.
  8. (en)Parcel of land having fixed boundaries; 'he bought a lot on the lake'.
  9. (en)Your overall circumstances or condition in life ; 'whatever my fortune may be'; 'deserved a better fate'; 'has a happy lot'; 'the luck of the Irish'; 'a victim of circumstances'; 'success that was her portion'.
  10. (en)Any collection in its entirety; 'she bought the whole caboodle'.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

thinkthink aboutthink aloudthink backthink back onthink before you actthink better ofthink black thoughtsthink constructivelythink deeplythinthin airthin and smooth leafthin and weakthin bedaa 1a alfa lipoproteinemia b basımıa b c basımıa b dizilemesia b sarmasıa bad hata bad marka bad sailorababaaba güreşiabacıabacılık
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın