thick ne demek?
- Kalın
- Kalınlığındaki
- Sık, çok
- Yoğun
- Koyu
- Kesif
- Ahmak, kalın kafalı
- Dil tutulur gibi telaffuz olunan, anlaşılmaz
- Boğuk, kısık
- Dumanlı, sisli, kalın kafalı, belirgin, yakın (arkadaş), aşırı, fazla
kalın
- Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
- Enli ve gür
- Düzlem biçimindeki şeylerde, iki yüz arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan.
- Yoğun, akıcılığı az olan.
- Etli, dolgun
- Pes (ses)
- Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
- Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
- Cihâz (bk. çeyiz, donatım).
- Thick.
thick accent
- Koyu şive
thick and closely woven
- Tok