tereddüd etmek ne demek?
- Bkz. tereddüt etmek.
- Hesitate, falter, waver, pause, balk at, dither, halt, oscillate, pendulate, scruple, seesaw, shilly shally, stagger, stickle, vacillate, be vague about smth., vibrate, wobble, yaw.
tereddüt etmek
- Kararsız davranmak, duraksamak
- Falter.
- Hesitate.
- Vacillate.
- Waver.
- Wobble.
- To doubt.
- To hesitate.
- Boggle.
- Demur.
tereddüd etmeden
- Without hesitation, confidentially, point blank, straight away, straight off.
tereddüd etmeden imzalamak
- Sign on the dotted line.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
tereddüd etmedentereddüd etmeden imzalamaktereddüd etmemektereddüd edentereddüd eden kimsetereddüd ederektereddüdtereddüdattereddüdletereddüdlütereddıteredditereddi etmektereddutle söylemeketmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme