tepmek ne demek?
- Hayvan, ayağıyla vurmak.
- Üzerine basarak sıkıştırmak.
- Çokça yürümek.
- Değerini anlamamak veya kestirememek, geri çevirmek
Gelmiş buraya, başını sokacak, ekmeğini kazanacak bir yer bulmuş, hiç bunu teper mi?
Y. K. Karaosmanoğlu - Yeniden ortaya çıkmak, tazelenmek, depreşmek
Gündüz ya bir yere sokulup uyur ya sessiz sedasız sokaklarda dolaşır. Fakat akşam oldu mu derdi teper.
H. E. Adıvar Kick.
To kick.
To spurn.
To recoil.
To recur.
Not to appreciate.
To throw away.
To boot.
To turn down.
To tread on or upon.
To trample sth.
To decline.
To reject sth.
To crop up again.
Hoof.
React.
tepme
- Tekme.
- Suda çiğnenerek keçeleştirilen yünden dokunmuş (kumaş, keçe vb.).
- Tepmek işi.
Kicking, kick, reaction.
tepme makinası
- Ceryanla işleyen keçe yapma aracı. (*Bor - Niğde.)