tepegöz ne demek?

  1. Derslerde, konferanslarda asetat üzerine yazılan yazıyı veya grafiği kuvvetli bir ışık kaynağı aracılığıyla perdeye yansıtan optik araç.
  2. Dar alınlı, gözleri saçlarının bittiği yere çok yakın görünen (kimse).
  3. Dikkatsizce, sağa sola çarparak yürüyen (kimse).
  4. Medine kurdunun ara konakçısı, tepegözlerin örnek türü olan küçük kabuklu (Cyclops strenuus).
  5. Medinekurdunun arakonakçısı,tepegözlerin örnek türü küçük kabuklu.
  6. (en)Cyclopes.
  7. (en)Overhead projector.
  8. (en)Low-browed sb who has a very low brow or forehead.
  9. (la)Cyclops strenuus

tepegözler

  1. Birçok türü, önemli solucan türlerine ara konakçılık eden, duyargaları tek kollu, beşinci çift ayakları körelmiş kabuklular familyası.
  2. Birçok türü, insan sağlığı yönünden önemli solucan çeşitlerine arakonakçılık eden, duyargaları tek kollu, beşinci çift ayakları körelmiş kürekayaklılar familyası.
  3. (en)Cyclopids.
  4. (al)Kyklopen
  5. (fr)Cydopidés
  6. (la)Cyclopidae

tepe

  1. Bir şeyin en üstteki bölümü
  2. Bir yerin, bir nesnenin vb.nin üstü, tam hizası
  3. Birinin yanı başı, baş ucu.
  4. Başın üst, kafatasının iki kulak arasında kalan bölümü
  5. Yüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimi
  6. Çokgende veya çok yüzlüde köşelerden her biri.
  7. İkizkenar bir üçgende eşit kenarların kesişme noktası.
  8. Bakışım ekseni bulunan bir eğrinin veya yüzeyin bu eksenle kesişme noktalarından her biri.
  9. Bağılyüksekliği genellikle birkaç yüz metreyi geçmeyen, çok kez tek başına, yamaçları yatık yer biçimine verilen ad.
  10. Bk. doruk

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tepegözlertepetepe açısıtepe aşağıtepe biçiminde mezartepe boşluğu
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın