telakki ne demek?
- Anlayış, görüş
O zamanki telakkiye göre, sigara sporcuların uzak durması gereken yasakların başında gelirdi.
H. Taner - Mânevî bir şeyi almak.
- Kabul etme, sayma.
- Karşılamak. Almak. Kabul etmek.
- Bk. kavrayış
- Interpretation.
- View.
- Consideration.
- Viewpoint.
- Evaluation.
- Way of looking at a matter.
kavrayış
- Kavrama, anlama, algılama yetisi.
- Motorlu araçlarda lastiğin tam olarak yolu kavraması.
- Bir algının doğrudan doğruya kavranması.
- Bir algı içeriğinin doğrudan doğruya kavranması.
- (Kant'ta) Algı türlerinin bir tasarım olarak birleşmesi, salt görüde bir araya konması.
- Kavrama, anlama yetisi.
- Görüş, anlayış.
- Apprehension.
- Conception.
- Grasp.
telakki etmek
- Saymak, öyle kabul etmek, öyle anlamak.
- To consider, to regard as.
telakki olunmak
- Sayılmak, öyle kabul edilmek