tebessümlü ne demek?
- Tebessüm eden, tebessümü olan
Ümitli bir eda ile gelirler ve iki sıraya dizilmiş neşeli yüzler, tebessümlü ağızlar arasından geçerlerdi.
A. Ş. Hisar
tebessüm
- Gülümseme
- gülümseme
- Gülümseme.
- Gülümseme. Nazikane ve dişlerini göstermeyerek gülme.
- Smile.
- Smile gülümseme.
tebessüm eden
- Smiling.