teşkil etmek ne demek?
- Oluşturmak, ortaya çıkarmak.
Bazen o kadar güzel ve orijinal şeyler söylüyordu ki onları dinlemek itaba ve hücuma maruz kalan için bile bir zevk teşkil ediyordu.
İ. A. Gövsa - Constitute.
teşkil lahikası
- Bk. yapım eki
teşkil
- Oluşturma, ortaya çıkarma, meydana getirme
- Oluşum.
- Örgütleme.
- Vücud vermek. Suretlendirmek. Şekil vermek. Meydana getirmek.
- Formation.
- Organization.
- Forming.
- Organizing.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
teşkil lahikasıteşkilteşkilatteşkilatçıteşkilatçılıkteşkilatı esasiyeteşkilatı esasiye kanunuTeşkilatı Mahsusateşkilatlandırılmateşkilatlandırılmakteşkihteşkikteşkikatteşabühteşabükteşabürteşacürteşadduketmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme