tavassut etmek ne demek?
- Aracılık etmek.
- To mediate.
- To act as a mediator.
- To interpose.
- To intervene.
aracılık
- Aracı olma durumu, vasıta, vasıtalık
- Aracının gördüğü iş, tavassut, vasıta.
- Düşüncenin, duyu verilerini genelleştirme.
- İki nesne arasındaki bağ.
- Akdin tarafları arasında hukuki işlemle girmesi.
- Mediation.
- Intervention.
- Mediatorship.
- Agency.
- Agency business.
tavassut etme
- Bk. aracılık etme
tavassut
- Aracılık, ara bulma, aracılık etme.
- Ara bulma için araya girmek. Aracılık. Vasıtalık.
- Mediation.
- Interposition.
- Intervention.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.