tavaf etmek ne demek?
- Bir şeyin çevresini dolaşmak.
Duvarlardaki mermer levhalara kazılı yazıları okuya okuya, kendi kendine, bütün mabedi tavaf etti.
Y. K. Karaosmanoğlu - İslam dininde hac ve umre sırasında Kâbe'nin çevresini yedi kez dolaşmak.
tavaf
- İslam dininde hac sırasında Kâbe'nin çevresini yedi kez dolaşma.
- Bir şeyin çevresini dolaşma.
- Kutsal bir yeri ziyaret etme.
- Ziyaret etmek. Ziyaret maksadiyle etrafında dolaşmak.
- Circumambulation.
- Walking around.
- Wondering around (a place.
tava
- Yağ kızdırma, yiyecek kızartma vb. işlere yarayan, uzun saplı yayvan kap.
- Bu kapta pişmiş yemek.
- Maden eritilen saplı pota.
- Kireç karıştırılan tekne.
- Deniz veya göllerde suların geri çekilmesiyle kuruyan bölüm.
- Gemilerde borda iskelesinin alt başındaki sahanlık.
- Fide yetiştirmek için ayrılmış toprak bölümü.
- Darı.
- Fryer.
- Frier.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.