tasavvur etmek ne demek?
- Zihinde canlandırmak, kılıklandırmak.
Yaya kaldırımlarını tasavvur ettiği kadar kalabalık bulmadı.
Y. K. Karaosmanoğlu - To conceive.
- To imagine.
- To envisage.
- To represent.
- Fancy.
- Suppose.
tasavvur edilebilir
- Imaginable, devisable.
tasavvur edilemez
- Unimaginable, undreamed of, undreamt of.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.