tarassut etmek ne demek?
- Gözlemek, gözetlemek.
Kıpırdamadan, nefes almadan apartmanı tarassut ediyordu.
A. Gündüz To watch, to observe.
tarassut
- Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma
Observation.
Surveillance.
Close watch.
tarassud
- Bir şeyi çok dikkat ederek gözetleme. İntizar üzere olma. Gözetleme.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.