taraftarlık etmek ne demek?
- Bir tarafı tutmak, bir yanı desteklemek
: "Gazetelerde o zaman bu maddeye taraftarlık etmemiş bulunduğunu yazmıştı.
A. Ş. Hisar
taraftarlık eden kimse
Prolocutor
taraftarlık
- Yandaşlık.
Advocacy.
Partiality.
Adherence.
Partisanship.
Discipleship.
Favour.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.