tantana ne demek?
- Görkem, gösteriş
Kerim Ağa epeyce büyük bir tantana ile oğullarından birinin düğününü yapmak üzere idi.
Y. K. Karaosmanoğlu - Gürültü patırtı, kuru gürültü.
- Tınlama, tıngırdama
- Çok lüks içinde olmak.
Fanfare.
Pomp.
Rampage.
Flatulence.
Array.
Pandemonium.
Splendour.
State.
Display.
Magnificence.
Splendor görkem.
Şaşaa.
To-do.
Show.
Pomp and circumstances.
Flamboyance.
Pageant.
Pomp and circumstance.
Splendour splendor.
Wampum.
tantanacı
- Tantana yapan kimse.
tantanacılık
- Tantanacı olma durumu.