tanıma ne demek?
- Tanımak işi
Hocayı tam olarak tanıması, bilmesi gerektiğini sanıyordu.
T. Buğra - Daha önce bilinen bir şeyi, bir kimseyi anımsama.
- Bir şey ya da bir kimse ile ilgili doğru ve tam bilgisi bulunma.
- Var olan bir şeyi algılama.
- Acknowledgement.
- Recognizance.
- Identification.
- Spotting.
- Familiarization.
- Acquaintance.
- Acknowledge.
- Acknowledgment.
- Exequatur.
- Recognition.
tanımak
- Daha önce görülen, bilinen bir kimse veya şeyle karşılaşıldığında bunun kim veya ne olduğunu hatırlamak
- Daha önce görmüş olmak, ilişkisi bulunmak, bilmek
- Bir kimse veya şeyle ilgili, doğru ve tam bilgisi bulunmak
- Bilip ayırmak, seçmek, ayırt etmek.
- Varlığını kabul etmek. (Hukuk)
- Boyun eğmek, yargısına uymak, saymak.
- Sorumlu bilmek.
- Bir şeyin yapılması, bitirilmesi için belli bir süre vermek.
- Know.
- Recognize.
tanıma göre
- By description
tanıma isteği
- Demand for identification