taktırmak ne demek?
- Takma işini yaptırmak
Çocukken ön dudaklarından fırlayan iri dişi söktürmüş, yerine iki altın diş taktırmıştı.
R. N. Güntekin - To have sb attach.
- To fasten.
- To affix or pin sth to.
- To have sb hang sth on.
takma
- Gerçeğinin yerine konulan, eğreti
- Takmak işi.
- Boş ya da dolu filmin alıcı, gösterici, basım aygıtı, vb. aygıtlara yerleştirilmesi, filmin düzgün biçimde geçişi için dişlilere, makaralara, yataklara konması, büklüm yapılması gibi işlerin tümü.
- Artificial.
- False.
- Attachable.
- Postiche.
- Assumed.
- Bye-.
- Pseudo-.
taktırma
- Taktırmak işi.
takt
- Yerinde konuşma veya davranma.
- Bar , beat , clock , clock pulse , gating , measure , meter , rhythm , savoir faire , stroke , tact , time.