takat ne demek?
- Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hal, derman.
Hareket edebilecek ne vasıtamız ne takatimiz vardı.
A. Gündüz - Osmanlıca'da yazılışı: tâkat.
- Güç, kuvvet
- İktidar.
- Strength.
- Energy güç.
- Derman.
- Power.
- Capacity.
- Potency.
- Energy.
- Fund of strenght.
- Force.
- Might.
- Endurance.
takat getirmek
- Dayanmak, katlanmak.
- To tolerate, to put up with.
takat sınırı
- Başarım.