tahtalı köyü boylamak ne demek?
- Ölmek.
- To croak, to peg out, to pop off, to end up dead, to kick the bucket.
tahtalı
- Tahtalı güvercin.
- Tahtası olan.
- Güvercin.
- Kuşlar (Aves) sınıfının, güvercinler (Columbiformes) takımının, güvercingiller (Columbidae) familyasından, 43 cm kadar uzunlukta, Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Afrika'da dağlık yerlerde yaşayan, tüyleri kül rengi mavi, ayakları ve gagası kırmızı olan bir tür.
- Ring dove, wood pigeon.
- Boarded.
- Planked.
- Pigeon ramier
- Columba palumbus
tahtalı güvercin
- Cushat.
köy
- Yönetim durumu, toplumsal ve ekonomik özellikleri veya nüfus yoğunluğu yönünden şehirden ayırt edilen, genellikle tarımsal alanda çalışmak gibi işlevlerle belirlenen, konutları ve öteki yapıları bu hayatı yansıtan yerleşme birimi
- Köy halkı.
- Village.
- Country.
- Peasant.
- Rustic.
- Rural.
- Kampong.
- Settlement.
boylamak
- İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak
- Batmak.
- Düşmek.
- Yükselmek, çıkmak
- Destan söylemek, anlatmak.
- Boy ve hacmine göre ayırmak.
- To get to.
- To arrive at.
- To make for.
- To end up in (an undesirable place.