boylamak ne demek?
- İstemeyerek bir yere gitme durumunda kalmak
İkiniz de hapsi boylarsınız.
A. İlhan - Batmak.
- Düşmek.
- Yükselmek, çıkmak
Fakat o dolu dizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyordu.
R. N. Güntekin - Destan söylemek, anlatmak.
- Boy ve hacmine göre ayırmak.
- To get to.
- To arrive at.
- To make for.
- To end up in (an undesirable place.
- Land.
boylama
- Boylamak işi.
boylama ait
- Longitudinal