tabiat ne demek?
- Doğa
İnsan zekâsı, tabiatın içinde değil, tabiatın yanında, ayrı bir kuvvettir.
A. Haşim - Doğal özellik.
- Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni
Abdi Bey, tabiat sahibi, altıncı kat terasında böyle bir bahçe tanzimi, doğrusu takdire şayan.
A. İlhan - Huy, karakter.
Mağrur, bazen zalim olacak kadar hiddetli, bazen çok müşfik ve hassas bir tabiattadır.
A. H. Çelebi - (Tabia) Yaratılış, huy, karakter.
- İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu.
- Bk. doğa
- Doğa.
- Nature.
- Character.
- Kidney.
- Temper.
- Temperament.
- Disposition.
- Habit.
- Natural quality.
- Caharacter.
- The natural world.
- Natural character.
- Natura
doğa
- İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi, tabiat
- Bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsi, huy.
- İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal güzelliklerini koruyan çevre.
- Evrende meydana gelen olayları denetiminde, egemenliğinde tuttuğuna inanılan soyut güç.
- İnsan etkinliklerinin dışında kendi kendini sürekli yeniden üreten ve değiştiren, canlı ve cansız maddelerden oluşan,doğal kaynakları sağlayan ortam.
- Bir üretim faktörü olarak üretimin gerçekleştirildiği her türlü ortam.
- İçinde canlıların yaşadığı yerküre, çevre. Tabiat.
- İnsan etkisi ve katkısının dışında varolan öğeler, nesneler, olaylar ve etkileşimlerin tümü.
- tabiat karşılığı olarak kuraldışı uydurulmuş kelime.
- Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü.
doğa
- İnsan faaliyetlerinin dışında kendi kendini sürekli olarak yeniden yaratan ve değiştiren güç, canlı ve cansız maddelerden oluşan varlığın hepsi, tabiat
- Bir kimsenin eğilimlerinin, içgüdülerinin hepsi, huy.
- İnsan eliyle büyük değişikliğe uğramamış, doğal güzelliklerini koruyan çevre.
- Evrende meydana gelen olayları denetiminde, egemenliğinde tuttuğuna inanılan soyut güç.
- İnsan etkinliklerinin dışında kendi kendini sürekli yeniden üreten ve değiştiren, canlı ve cansız maddelerden oluşan,doğal kaynakları sağlayan ortam.
- Bir üretim faktörü olarak üretimin gerçekleştirildiği her türlü ortam.
- İçinde canlıların yaşadığı yerküre, çevre. Tabiat.
- İnsan etkisi ve katkısının dışında varolan öğeler, nesneler, olaylar ve etkileşimlerin tümü.
- tabiat karşılığı olarak kuraldışı uydurulmuş kelime.
- Var olan her şeyin, canlı ve nesnelerin tümü.
tabiat ana
- Dame nature.
tabiat bilgisi
- Okullarda doğa ile ilgili bilgileri içine alan dersin adı.
- Bu dersin konularını içeren kitap.
- Öğrencilere doğal olayları gözleme ve inceleme yollarını öğretmek, doğa ve doğal olaylar ile insan yaşayışı arasındaki ilişkileri kavratmak, doğal çevreyi iyileştirme alışkanlığı kazandırmak, doğal güzellikleri duyurabilmek ve onlarda doğa sevgisini uyandırmak için daha çok ilk ve ortaokullarda okutulan ders.
- Nature study, natural history.
- Natural history.