taarruz ne demek?
- Saldırı
Bu gece cephede umumi taarruz var.
M. Ş. EsendalHerhangi bir devletin İstanbul'a taarruzu artık hatırından geçmiyordu.
Y. K. Beyatlı - Bk. saldırı
- Bir şey veya bir kimse üzerine şiddetle saldırma. Çatma. Düşmana hücum etme. Sataşma. İlişme.
Attack.
Assault.
Aggression.
Charge saldırı.
Offensive.
saldırı
- Kötülük yapmak, yıpratmak amacıyla, bir kimseye karşı doğrudan doğruya silahlı veya silahsız bir eylemde bulunma, hücum, taarruz, tecavüz.
- Karşı güreşçinin üstüne üstüne yüklenme.
Attack.
Aggression.
Offensive.
Offense.
Raid.
Thrust.
Assault.
Charge.
saldırı
- Kötülük yapmak, yıpratmak amacıyla, bir kimseye karşı doğrudan doğruya silahlı veya silahsız bir eylemde bulunma, hücum, taarruz, tecavüz.
- Karşı güreşçinin üstüne üstüne yüklenme.
Attack.
Aggression.
Offensive.
Offense.
Raid.
Thrust.
Assault.
Charge.
taarruz etmek
- Saldırmak.
Attack, thrust into, storm.
taarruzi
- Taarruzla ilgili.
- Taarruz yolu ile.