taalluk etmek ne demek?
- İlgili bulunmak, ilgili olmak, ilgilendirmek
Bu iş benim hayatımın felaketine taalluk ediyor.
H. R. Gürpınar - Ilişkin olmak.
To concern.
To touch on.
To be related to.
To be connected with.
taalluk
- İlgisi olma, ilgisi bulunma, ilgi, ilinti.
- Bağlılık. Münasebet. Alakalı oluş. Ait olma.
Connection.
Relation.
taallukat
- Hısım ve yakınlar.
- Bir kimsenin yakınları, akrabaları. Alakalılar.
Çokluk, isim, eskimiş (taalluka:t) Arapça ta¤allu®¥t, ta¤allu®'un çokluk biçimi.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.