taşkınca ne demek?
- Biraz taşkın.
- Taşkın, aşırı bir biçimde.
- Zarf (taşkı'nca).
biraz
- Bir parça, çok değil
- Kısa bir süre için
- Yeterince değil, yeter ölçüde değil, az miktarda.
- Karşı karşıya kavga etme. Savaşa atılma.
- Some.
- Tolerable.
- Little.
- Somewhat.
- Something of.
- Awhile.
taşkın
- Taşmış bir durumda olan.
- Su baskını, seylap, feyezan.
- Aşırı.
- Akarsuyun kabarma sırasında yatağından taşarak geniş alanları su altında bırakması, bkz. kabarık su.
- Aşırı huzursuz kimse
- Devamlı ajitasyon gösteren
- Akarsuların yatağa sığmayacak miktarda su taşıması sırasında meydana gelen su yayılması olayı.
- Coşkulu, coşkun.
- Su baskını.
- Overflowing.
taşkın çökümlü çıldırı
- Kişinin aşırı sevinç, konuşkanlık, hareketlilik ve bazen saldırganlık durumu ile güvensizlik, derin üzüntü ve kendini yok etme dilekleri arasında düzgün aralıklarla gidip geldiği bir çıldırı.