tıkanmış ne demek?
Tight
tight
- Kısa ve özlü
- Kasılmış, sızdırmaz
- Sıkı, gergin
- Akmaz, sızmaz, su geçmez
- Dar
- Sıkışık
- Dili eli sıkı, cimri
- Dili müşkül, zor
- Zorluk çeken
- Tıkanmış
tıkanmış yeri açmak
Unstop.
tıkanma
- Tıkanmak işi.
- Genellikle dolaşımın yoğun olduğu yollardan söz edilirken kullanılmakla birlikte, besleyemeyeceği ve kentsel işlevlerini gereği gibi yerine getiremeyeceği ölçüde büyümüş, yüzölçümü, işlevlerine dar gelmeye başlamış kentler için de kullanılan terim.
Being choked up.
Being stopped.
Occlusion.
Stoppage.
Blockage.
Clogging.
Obstruction.
Congestion.