swelling ne demek?
- Şişirme
- Şişme, şiş, şişkinlik, şişlik
- Kabaran, kabarık, kabarma, kabartı
- Şişirilmiş, abartılı
- Yükseltme, yükselme
- Yumru, çıban
şişirme
- Şişirmek işi.
- Baştan savma, kötü (iş)
- Tanelerin nişasta kısmının jelatinleştirilmesi için nem, basınç ve ısıya maruz bırakma işlemi. Yemlere ekstrüzyon işlemi uygulandığında, basıncın birdenbire düşmesi nedeniyle hacmin artması gibi.
- Dövme işleminin yandan vurularak yapılanı.
- Upsetting.
- Exaggeration.
- Blowing up.
- Inflating.
- Causing sth to swell up.
- Shoddy or sloppy piece of work.
swelling controlledsystem
- Şişme kontrollü sistem
swell
- Şişmek, kabarmak
- Büyümek, yükselmek, artmak, çoğalmak
- Dolmak, yükselmek, rüzgarla şişmek, taşmak
- Boşalmak (göztaşı vb.)
- Göğsü kabarmak, iftihar etmek
- Gurur duymak, koltukları kabarmak, gururlandırmak, koltuklarını kabartmak