sulh ne demek?
- Barış
Yurtta sulh, cihanda sulh.
Atatürk - Uzlaşma. ~ akdi: uzlaşma sözleşmesi. ~ hâkimi: barış yargıcı, ~ mahkemesi: barış yargılığı.
- Uyuşma.
- Peace.
- Reconciliation.
- Accord.
barış
- Dirlik, düzenlik.
- Barışma işi
- Savaşın bittiğinin bir antlaşmayla belirtilmesinden sonraki durum, sulh.
- Böyle bir antlaşmadan sonra insanlık tarihindeki süreç.
- Uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam.
- Sulh.
- Uyum, birlik, bütünlük, sükunet, huzur içinde yaşamak.
- Savaş ya da dargınlıktan sonraki uzlaşma, anlaşma.
- Savaşsız, kavgasız, huzurlu, düzgün durum.
- Düşmanlığın olmaması.
sulh ağızlığı
- Bk. barış ağızlığı
sulh ceza mahkemesi
- Magistrates' cort.