strengthen smb.s hand ne demek?
- Cesaret vermek, cesaretlendirmek
cesaret
- Güç veya tehlikeli bir işe girişirken kişinin kendinde bulduğu güven.
- Yüreklilik, yiğitlik, yürek ve göz pekliği
- Cüret.
- Çekinmezlik, atılganlık.
- yüreklilik, korkusuzluk
- Cesurluk, yiğitlik, korkusuzluk.
- Courage.
- Heart.
- Daring.
- Boldness.
strengthen
- Sağlamlaştırmak, yükseltmek
- Takviye etmek, desteklemek
- Kuvvet vermek
- Kuvvetini artırmak.
- Güçlendirmek, kuvvetlendirmek
strengthened
- Kuvvetlendirilmis
hand
- Atın yüksekliğini ölçmede kullanılan ve 10 cm'ye eşdeğer olan ölçü birimi.
- Irgat, rençper
- El
- Elle vermek, uzatmak.
- Yakalamak.
- El vermek
- El gibi uzuv (maymun ayağı, şahin pençesi, Istakoz kıskacı)
- Yelkeni istinga edip sarmak
- Kudret, yetki, salahiyet
- Parmak, işe karışma