stay ne demek?
- Kalmak
I can't stay here any longer. / Burada daha fazla kalamam.
Stay where you are! / Bulunduğun yerde kal!
- Durmak
- Kalma, kalma süresi
a three-week stay / üç haftalık bir ziyaret
- Ikamet etmek
- Beklemek
- Misafir olarak kalmak
He stayed with them for months. / Aylarca onlarda kaldı.
She's staying at a hotel. / Otelde kalıyor.
- Alıkoymak, bırakmamak, salıvermemek
- Yaptırmamak, menetmek, önlemek, durdurmak
- Doyurmak
- Ertelemek, tehir etmek
- Beklemek, oyalanmak, dayanmak
- Sabitlemek, germek
- Istralya
- Istralya ile takviye etmek
- Tiramola etmek, dönmek, orsa alabanda edip dönmek
- Dayamak, tutmak
- Desteklemek, teselli etmek
- Ikamet, oturma
- Durma
- Önlemek, ertelemek
- Dayanak, destek, payanda
- Balina
collar stay / yaka balinası
- Ziyaret muddeti
- Durdurma, tehir, infazı tehir
- Dayanma, sebat
kalmak
- Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
- Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
- Konaklamak, konmak
- Oturmak, yaşamak, eğleşmek
- Hayatını sürdürmek, yaşamak.
- Varlığını korumak, sürdürmek
- Oyalanmak, vakit geçirmek
- Sınıf geçmemek.
- 1) yapılması düşünülmüş olduğu hâlde yapılmamak; 2) kararı bağlandığı hâlde uygulanmamak.
- Stay.
stay an order
- Kararı durdurmak.
stay at home
- Evde oturmak
- Ev kuşu, evden çıkmayan kimse