sopa ne demek?
- Kalın değnek
Erkekler ellerine birer sopa aldılar, köy halkı peşlerinde dere içine koştular.
H. E. Adıvar - Dayak, kötek.
Stick.
Cudgel.
Club.
Bashing.
Beating.
Baton.
Bludgeon.
Cane.
Caning.
Cosh.
Drubbing.
Ferule.
Fescue.
Flogging.
Switch.
Crook.
Hiding.
Going-over.
Thick stick.
Crooked stick.
Staff.
Birch rod.
Spanish: soup.
kalın
- Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
- Enli ve gür
- Düzlem biçimindeki şeylerde, iki yüz arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan.
- Yoğun, akıcılığı az olan.
- Etli, dolgun
- Pes (ses)
- Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
- Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
- Cihâz (bk. çeyiz, donatım).
Thick.
sopa atma
Whaling.
sopa atmak
Baste.