soğumak ne demek?
- Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek
Üşüyorum, vücudumun soğuduğunu duyuyorum, dişlerim birbirine vuruyor.
R. H. Karay - Birine veya bir şeye duyulan istek, sevgi ve ilgi kalmamak
Belki de benim başkasıyla evlenip gidişim üzerine hayattan soğudu, kendini koyverdi.
H. Taner - Cool down.
- Become cold.
- Become estranged.
- Grow away from.
- Chill.
- Cool.
- To become cold.
- To get cold.
- To cool.
- To chill.
- To take a dislike to.
- To be alienated from.
- To lose one's love, desire or enthusiasm for.
- To cease to care for.
soğuma
- Soğumak işi.
- Bir maddenin sıcaklığının kendiliğinden düşmesi.
- Isıl işlemle, yüksek bir sıcaklıktan ısı yitirerek düşük bir sıcaklığa inme olayı.
- Alienation.
- Chilling.
- Cooling.
- Refroidissement
soğuma çatlağı
- Yüksek sıcaklıktan soğuma sırasında oluşan çatlak.
- Cooling crack.